Prof. Dr. Önder KoçVİDEOLARMENÜ

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

YORUMLAR

Rahim Ağzı Kanseri

Serviks kanseri yada rahim ağzı kanseri gelişmekte olan ülkelerde 3.sıklıkta görülen kanser türüdür. Rahim ağzı tarama programlarının yaygın kullanımı ile gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı azalmış, HPV (human papilloma virüs) ile ilişkisi net olarak ortaya konmuştur. HPV çok sık görülmesine rağmen rahim ağzı kanseri o kadar sık görülmez.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

Yazımızda rahim ağzı (serviks) kanseri nedir?, neden olur?, belirtileri nelerdir?, rahim ağzı kanseri testi, rahim ağzı kanseri çeşitleri, evreleri, rahim ağzı kanseri nereye metastaz yapar?, tedavisi ve ameliyatı gibi sorularınızın cevaplarını bulabilirsiniz.

Rahim ağzı (serviks) kanseri nedir?

Rahim ağzı kanseri rahmin serviks adı verilen ve vajen içine doğru uzanan bölgesinde gelişen kanser türüdür.

Rahim ağzındaki çok katlı epitelin tümör hücresine farklılaşması ile gelişir. Displazi yada CIN denen kanser öncülü lezyonlar tesbit edilip tedavi edildiğinde rahim ağzı kanserine dönüşüm olasılığı % 1, rahim ağzı kanserinden ölüm oranı ise % 0.5 in altına iner.

Rahim ağzı (serviks) kanseri neden olur?

Rahim ağzı kanseri serviksi döşeyen normal epitel hücrelerinin düşük dereceli (LSIL) yada yüksek dereceli (HSIL) servikal intraepitelyal lezyonlara (CIN) dönüşümünden başlar. Bu lezyonlar hala kanser olmamakla beraber kanser öncülü lezyonlar olarak adlandırılır. HPV enfeksiyonları bu lezyonların ve dolayısı ile rahim ağzı kanserinin gelişiminde büyük rol oynar.

Rahim ağzı kanseri yaratan nedenleri sıralayacak olursak;

  • HPV,
  • Yaş,
  • Sigara içmek,
  • Doğum yapmak,
  • Doğum kontrol hapı kullanmak,
  • Diyet,
  • Erken yaşta başlayan cinsel aktivite,
  • Çok sayıda cinsel eşle yaşanan birliktelik,
  • Prezervatif gibi bariyer yöntemlerin kullanılmaması,
  • Klamidya,
  • HIV varlığı sonucu yaşanan immün baskılanma.

Rahim ağzı kanseri yaratan önemli nedenler arasında sayılabilir.

Rahim ağzı kanseri yaratan nedenler arasında HPV büyük önem taşır. Kadınların %10-15 i rahim ağzı kanseri yaratabilecek HPV tipleri taşır.

Yüksek riskli yada kansere dönüşüm riski taşıyan Human Papilloma Virus tipleri 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 69 ve 82 olarak sayılabilir.

Düşük riskli yada kansere dönüşüm tehlikesini az taşıyanlar ise 6, 11, 40, 42, 43, 44, 54, 61, 72 ve 81olarak sayılabilir.

HPV tip 16 ve 18 yüksek dereceli (HSIL) servikal intraepitelyal lezyonların ve serviks kanseri vakalarının %70 inde rastlanır.

Doğum kontrol haplarının 5 yıl kullanımı rahim ağzı kanseri riskini ikiye katlarken, on yıldan fazla kullanımı rahim ağzı kanser riskini 4 katına çıkarır.

Rahim ağzı (serviks) kanseri belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı kanseri belirtileri her zaman belirgin olmaz. Bazen çok ilerlemiş evrelerine kadar belirti vermeyebilir. Bu nedenle muayene ve tanı testleri erken tanıda büyük önem taşır. Bununla birlikte en sık görülen belirtileri sıralayacak olursak;

Adet döngüleri dışındaki zamanda damlama tarzında yada hafif lekelenme tarzında kanamlar,

  • Adetlerim normaldan uzun ve çok miktarda kanama ile geçmesi,
  • İlişki sonrası,vajinal duş sonrası ve jinekolojik muayene sonrası kanamalar,
  • Artmış vajinal akıntı,
  • İlişki sırasında ağrı,
  • Menapoz sonrası kanama,
  • Açıklanamayan ve devamlı kasık ve sırt ağrısı.

İlerlemiş rahim ağzı kanseri belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı kanseri sessiz bir şekilde ilerleyip ilerlemiş rahim ağzı kanseri bulguları ile kendini gösterebilir. Rahim ağzı kanseri rahim ağzından çevre doku ve organlara yayılabilir ve farklı şikayetler yaratabilir.

İlerlemiş rahim ağzı kanseri şikayetlerini sıralayacak olursak;

  • Kasıkta ve belin alt bölgesinde ağrı,
  • Böğür denen bölgede tek yada iki taraflı olarak böbrek kaynaklı ağrılar,
  • Kabızlık,
  • İşemede kan görülmesi,
  • İdrar ve dışkı kaçırma,
  • Tek yada iki taraflı bacak şişliği,
  • Şiddetli vajinal kanama olarak sayılabilir..

Rahim Ağzı Kanseri Testi

Rahim ağzı kanserinin sessiz bir şekilde ilerlemesinden önce yapılacak testlerle erken dönemde tanı ve tedavi gerçekleştirilebilir. Rahim kanseri erken tanısında kullanılacak testleri sıralayacak olursak;

  • Yüksek riskli HPV taraması,
  • PAP testi yada servikovajinal smear,
  • Kolposkopi ve kolposkopi yönlendirilmiş biopsi.

PAP testi yada servikovajinal smear sıvı bazlı sitoloji olarak yada cam üstünde yayma yapılarak bakılabilir. Serviksin yassı (skuamoz) yada bez (glandüler) hücrelerindeki anormallikleri gösterir.

PAP smear da sık olarak görülen patoloji ASC dir. ASC, yassı hücrelerde anormal değişiklikler olarak tanımlanır. ASC, kendi içinde ASCUS ve ASC-H olarak gruplara ayrılır.

ASCUS, tanım olarak rahim ağzının yassı hücrelerinde sebebi bilinmeyen anormal değişkliklerdir. Bu değişikliklerin esas olarak HPV ye bağlı olduğu düşünülür. Eğer HPV testi sonucu tip 16 yada 18 çıkarsa kolposkopi ve biopsi yapılması gerekebilir.

ASC-H, rahim ağzının yassı hücrelerinin atipik yapısını ve kansere dönüşme olasılığının yüksekliğini tanımlar. ASC-H de ASCUS a göre kansere dönüşüm olasılığı belirgin olarak artmıştır.

LGSIL yada düşük dereceli yassı hücreli intraepitelyal lezyon terimi ise HPV etkisi ile oluşan kanser öncülü lezyondur. LGSIL aynı zamanda grade 1 intraepitelyal lezyon yada CIN 1 olarakta adlandırılır.

HGSIL yada yüksek dereceli yassı hücreli intraepitelyal lezyonda HPV etkisine bağlı gözüken kanser öncülü değişiklikler daha belirgindir. HGSIL aynı zamanda hastalık derecesine göre CIN2-3 olarakta adlandırılır.

Karsinoma in situ rahim ağzındaki yassı hücreye sınırlı tümördür ve tedavi edilmeyen HGSIL vakalarının ilerlemesi ile ortaya çıkar. Tedavi daha fazla geciktirilirse Rahim ağzı kanseri ortaya çıkar.

Kolposkopi, anormal smear sonucu yada Human Papilloma Virus varlığı saptanan hastalarda %5 lik asetik asit solüsyonunun rahim ağzına uygulanmasını takiben rahim ağzının ışıkla ve yüksek büyütmeli kamera ile değerlendirilmesidir. Kolposkopi ile şüpheli alandan servikal biopsi yapılır.

Endoservikal küretaj uygulama sebepleri kısaca aşağıda yer almaktadır.

  • LGSIL varlığında yetersiz kolposkopi sonucu veriliyorsa,
  • HGSIL lezyonu için yapılan kolposkopiye ek olarak,
  • Atipik bez hücresi yapısında rahim ağzı hücreleri varlığında.

Smear testi nedir? Ne zaman yapılır?

Smear testi rahim ağzı kanserini erken evrede tesbit etmek için yapılır ve kadın sağlığı için çok önemlidir. Smear testinde rahim ağzından alınan hücrelere bakılır. Bu hücrelerde anormal değişiklik olup olmadığı incelenir. Smear tahlili sonucu ortalama 1 hafta içinde çıkar.

Smear testi aktif cinsel hayat başladıktan sonra, en erken 21 yaşında yapılması önerilir. Smear testi 21 yaş altında yapılmaz. 21 yaş altı kadınlarda aktif cinsel yaşam olsa bile smear yada HPV testi önerilmez. 21-29 yaş arası kadınlar her 3 yılda bir smear testi yaptırmalıdır.

21-29 yaş grubunda eğer smear testinde patoloji çıkarsa ek olarak HPV testi yapılmalıdır. 30-65 yaş arasında ki kadınlarda smear testi ile HPV testi birlikte yapılmalıdır. Buna CO-TESTİNG adı verilmektedir. Co testing sonuçları temizse her 5 yılda bir yenilenebilir. Yada 3 yılda bir smear takibi yapılır.

Vajinal Smear testi adet sırasında, duş sonrası veya ilişki sonrası yapılmamalıdır. Tampon yada diafram benzeri bariyer yöntemler yada vajinal ürünler smear testinden 48 öncesinden itibaren kaçınılmalıdır.

Smear testinde inflamasyon çıkması kötü bir sonuç anlamına gelmez. Rahim ağzında enfeksiyon varlığını gösterir.

Rahim Ağzı Kanseri Belirtilerinde Siğil

Rahim ağzı kanserinde siğil yaratan HPV tipleri sık olarak 6 ve 11 olarak bilinmektedir. Bu tipler rahim ağzı kanseri yaratma açısından düşük risklidir. Bu nedenle Low Risk ( düşük riskli gruplar olarak bilinirler. Rahim ağzı kanserine yol açan HPV tipleri genelde genital siğile yol açmaz.

Rahim Ağzı Kanseri Çeşitleri

Rahim ağzı kanserleri yada servikal kanserler kanseri oluşturan hücrelerin mikroskobik görünümüne göre sınıflanır.

Skuamoz hücreli kanserler rahim ağzı kanserlerinin %90 ından sorumludur. Bu kanserler ektoserviks denilen jinekolojik muayenede spekulumla doktorun görebildiği serviksin dış bölümünden kaynaklanır. Bu tip kanserler sıklıkla endoserviks ve ektoserviksin birleştiği nokta olan transformasyon hattından kaynaklanır.

  • Adenokarsinomlar bez hücrelerden kaynaklanan tümörlerdir. Endoserviksin mukus üreten hücrelerinden kaynaklanır. Rahim ağzı kanserlerinin %10 undan sorumludur.
  • Adenoskuamoz karsinomlar veya karışık tip karsinomlar,
  • Servikal Melanom,
  • Servikal Sarkom,
  • Servikal lenfoma.

Rahim Ağzı Kanseri Evreleri

Rahim ağzı kanseri olan hastada ilk yapılması gereken hastalığın yayılımını belirlemek için evreleme yapmaktır. Rahim ağzı kanseri evrelemesi klinik olarak yapılır. Evreleme yaparak hastalığın ciddiyetini anlar ve tedavi seçeneklerini değerlendiririz. Evreleme tedavi başarısını da belirleyen önemli bir unsurdur.

Evreleme yaparken cevaplamaya çalıştığımız sorular vardır.

  1. Rahim ağzı kanseri serviks içine doğru ne kadar yayılmıştır?
  2. Rahim ağzı kanseri komşu organlara yayılmışmıdır?
  3. Rahim ağzı kanseri lenf nodlarına yada uzak organlara yayılmış mıdır?

Kanser evrelemesinde sayı ne kadar küçükse yayılımın o kadar az olduğuna işaret eder. Evrelemede artan sayı ilerlemiş kansere işaret eder. Farklı hastalarda aynı evre de kanserlerin görünümü ve tedavisi benzerdir.

Evre 1 karsinom sıkı bir şekilde epitel hücresine tutunmuştur. Serviks yüzeyinde tutulmuştur. Lenf nodlarına yayılmamıştır. Uzak organ yayılımı yoktur.

Evre 1 A invaziv kanser sadece mikroskobik olarak ayırt edilmekte, yayılım stromal yayılımla sınırlıdır. Stromal yayılım derinlik olarak 5 mm, genişlik olarak 7 mm üzerine çıkmamalı.

Evre 1A¹ (mikroinvaziv kanser) stromal invazyon derinliği 3 mm nin altında, genişlik 7 mm nin altındadır.

Evre 1A² stromal invazyon derinliği 3-5 mm arasında, genişlik 7 mm nin altındadır.

Evre 1B klinik olarak gözlenen ve servikste sınırlı lezyon yada evre 1A nın üzerinde preklinik kanserler, servikste 5 mm den daha derine yayılmıştır.

Evre 1B¹ klinik olarak gözle görülen tümör büyüklüğü 2 cm altında.

Evre 1B² klinik olarak görülen tümör büyüklüğü 2 ile 4 cm arasında, parametrial tutulum varken pelvik duvar tutulumu olmaması.

Evre 1 B³ servikste kanser büyüklüğü en az 4 cm olup serviks dışına yayılmamıştır.

Evre 2 kanser serviksin ötesine geçmiş olmakla beraber pelvik yan duvara yada vajen alt 1/3 bölümüne yayılmamıştır.

Evre 2A parametrial tutulum olmadan vajenin 2/3 üst bölümünü tutar.

Evre 2A1 görünür tümör 4 cm in altında, vajenin 2/3 üst kısmında tutulum.

Evre 2A2 görünür tümör 4 cm in üstünde, parametrial tümör tutulumu yok.

Evre 2B tümör serviks ve rahmin dışına çıkmış, serviksin komşuluğundaki doku olan parametrial tümör tutulumu var ama pelvik duvara yayılım yok.

Evre 3 tümör pelvik duvara yayılmıştır. Rektal muayenede tümör ve pelvik duvar arasında kansersiz bölge görülmemiştir. Tümör vajenin 1/3 altına kadar yayılmıştır. Fonksiyon görmeyen böbrek ve üreterin tıkanması ile birliktelik gösterir.

Evre 3 A pelvik duvara yayılım olmadan tümör 1/3 alt vajene yayılmıştır.

Evre 3 B pelvik duvara yayılım veya obstrüktif üropati, MR bulguları pelvik duvara yayılım gösterir, pelvik taban kaslarına doğru yayılır.

Evre 3 C kanser herhangi bir büyüklükte olabilir. Pelvik (evre 3 C1) ve paraaortik (evre 3 C2) lenf nodlarına yayılmış olabilir. Evre 4 tümör gerçek pelvisin dışına çıkmıştır. Mesane mukozasına veya rektum mukozasına yayılmıştır. Uzak organ yayılımı olarak akciğer ve kemiğe yayılmış olabilir.

Evre 4A tümör pelvik organlara yayılmıştır. Pelvik organlarda mesane yada rektuma yayılmıştır.

Evre 4B tümörün akciğer yada kemik gibi uzak organ yayılımı mevcuttur.

Rahim ağzı kanseri nereye metastaz yapar?

Rahim ağzı kanseri en sık komşu organlara yani parametrium, rahim, vajina ve rektuma yayılır. İlerlemiş rahim ağzı kanserinde akciğer ve kemiğe metastaz yapar. Metastaz yerine göre rahim ağzı kanseri tedavisi değişir. erken evrede ameliyat önerilirken ileri evre rahim ağzı kanseri tedavisinde radyoterapi ve kemoterapi önerilir. Bu tedavi yaklaşımının hasta ömrünü uzattığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavisi

Rahim ağzı kanseri tedavisi hastada serviks kanserinin klinik evresine göre tanımlanır. Serviks kanseri tedavisinde sıklıkla ameliyat ön planda olup bununla birlikte Rahim ağzı kanseri tedavisi ni 5 ana başlık altında incelebiliriz.

  • Rahim Ağzı Kanseri Ameliyatı,
  • Radyoterapi,
  • kemoterapi,
  • Hedeflenmiş Tedavi ya da Akıllı İlaç Tedavisi,
  • Immunoterapi.

Rahim Ağzı Kanseri Ameliyatı

Rahim ağzı kanseri ameliyatı erken evre servikal kanserler ve kanser öncülü lezyonlar için farklı, ilerlemiş evre rahim ağzı kanserleri için farklı uygulamalar içerir. Servikal kanserde ameliyat tanı koymak, yayılımı tespit etmek ve tedavi amaçlı kullanılır.

CIN Yada LSIL, HSIL Ve Erken Evre Servikal Kanserlerin Ameliyatı

CIN yada LSIL, HSIL adı verilen lezyonları (serviks kanseri öncülü lezyonları) yok etmek için 2 tip cerrahi yöntem kullanılır.

  • Ablasyon, rahim ağzı dokusunu çıkarmak yerine yüksek ısı uygulayarak yakmak, dondurmak (cryoterapi) yada laser ile hasar vermeyi ve doku yenilenmesini amaçlar.
  • Eksizyonel cerrahi yada konizasyon, 3 yolla yapılabilir. Bunlar bistüri ile yapılan soğuk konizasyon, lazerle yapılan konizasyon ve LEEP adı verilen içinden elektrik geçen ince bir telle yapılan konizasyondur. Rahim ağzında kanser görülme riski olan transformasyon zonu nun koni şeklinde çıkarılması amaçlanır.

İlerlemiş Rahim Ağzı Kanseri Ameliyatı

İlerlemiş servikal kanser cerrahileri 2 ayrı gruba ayrılır. Histerektomi, basit yada radikal olarak rahmin alınması ve Trakelektomi, rahim korunarak serviksin alınması.

Basit Histerektomi

Basit histerektomi Evre 1A rahim ağzı kanseri tedavisinde uygulanan ameliyat şeklidir.

Basit histerektomide rahim alınırken rahme komşu olan parametrium yada uterosakral bağlar hastada bırakılır. Vajina ve pelvik lenf nodları çıkarılmaz. Yumurtalıklar bırakılır.

Basit histerektomi CIN yada LSIL,HSIL lezyonlarında yada çok erken servikal kanser vakalarında tercih edilir.

Basit histerektomi abdominal histerektomi olarak olarak karından açık ameliyat şeklinde, vajinal histerektomi ile vajinal yoldan, laparoskopik histerektomi ile kapalı ameliyat teknikleri ile yada Robotik yardımlı laparoskopik histerektomi ile yapılabilir.

Radikal Histerektomi

Radikal histerektomi Evre 1 B1 ve 2A hastalarına uygulanan ameliyat yöntemidir.

Radikal histerektomide rahmin dışındaki komşu dokular olan parametrium ve uterosakral bağlar, vajenin üst 2-3 cm lik servikse komşu kesimi rahimle birlikte çıkarılır. Yumurtalıklar gerek yoksa bırakılır. Lenf nodları çıkarılıp kanser varlığı incelenir. Yumurtalık kanseri sayfamızı da inceleyebilirsiniz.

Bu cerrahi karın orta hattına yapılan bir kesiden açık cerrahi olarak gerçekleştirilir. Radikal histerektomide açık cerrahi laparoskopik cerrahiye tercih edilmektedir. Son yapılan çalışmalarda laparoskopik yani kapalı cerrahinin hastalığın tekrarlama sürecini hızlandırdığı ve yaşam süresine olumsuz etkisi olduğu bildirilmiştir.

Modifiye radikal histerektomide radikal histerektomiye benzer ama daha az vajen ve parametrial doku çıkarılır. Lenf nodları çoğunlukla bırakılır.

Trakelektomi

Radikal trakelektomi kadınların çocuk sahibi olmasına imkan tanıyan üremeyi koruyucu bir cerrahidir. Vajinal yoldan yada batından yapılabilir. Bu işlemde serviks ve üst vajen alınırken ana rahim yapısı korunur. Eğer lenf nodları da çıkarılacaksa ek olarak laparoskopik işlem gerekebilir. Bu ameliyatı geçiren kadınlarda gebelik durumunda sezaryan doğum önerilir ve düşük riski normal gebeliklere göre artar.

Pelvik Egzenterasyon

Pelvik egzenterasyon sıklıkla tekrarlayan servikal kanser vakalarında uygulanır. Radikal histerektomideki gibi rahim, çevre organları olan parametrium, sakrouterin ligamentler ve vajenin üst bölümüne ek olarak mesane, rektum, kalın barsağın bir bölümü, kalan vajen dokusu çıkarılabilir. Hangi organların çıkarılacağına hastalığın yayılımına göre karar verilir.

Mesane çıkarıldıysa böbrekten gelen idrar yolu barsakta oluşturulan bir boşluğa yada karın duvarı dışına takılan bir torbaya verilebilir. Rektum yada kalın barsağın bir bölümü çıkarıldıysa dışkılama karın ön duvarına takılan bir torba ile gerçekleştirilir.

Vajen çıkartıldıysa ciltten doku alınarak yada barsak kullanılarak vajen yapılabilir.

Lenf Nodu Örneklemesi

Paraaortik lenf nodları aorta (karında kalpten çıkan büyük damar) çevresinde yer alır. Ameliyat sırasında hızlı patoloji ile incelenir. Paraaortik lenf nodlarında tümör çıkarsa ameliyat sonlandırılır, ve radyoterapi yada kemoterapi planlanır. Paraaortik lenf nodları temiz çıkarsa pelvik lenf nodları çıkarılıp ardından radikal histerektomi tamamlanır. Ameliyatta çıkarılan tüm dokular kanser yayılımı açısından patolojide incelenir. Çevre dokuda kanser tespit edilirse radyoterapi ve kemoterapi değerlendirilir.

Pelvik lenf nodları pelvis içinde yer alır ve servikste başlayan kanserin yayılımından etkilenebilir. Ameliyatta hızlı örnekleme yapılarak tümör varlığı değerlendirilebilir. Lenf nodlarını temizlemek bacakta sıvı drenaj problemlerine, şişme ve lenfödem durumlarına yol açabilir.

Sentinel lenf nodu haritalama ve biopsi de kanserin ilk sıçrayacağı lenf Nodunun çıkarılması amaçlanır. Bunun için cerrahiye başlamadan önce servikse radyoaktif içerikli bir boya enjekte edilir. Lenfatik kanallar boyayı ilk olarak sentinel lenf noduna götürür. Sadece sentinel lenf nodu çıkarılması lenf nodlarının topluca çıkarıldığı durumlara göre daha az lenfödem ve uyan etki yaratır. Sentinel lenf nodu sıklıkla Evre 1 servikal kanserlerde ve 2 cm den küçük hacme sahip kanserlerde kullanılır.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavisinde Radyoterapi

Radyoterapi yüksek enerjili x ışınları ile kanser hücrelerinin öldürülmesi amaçlanır. Servikal kanserin evresine göre radyoterapi kullanılır. Radyoterapi rahim ağzı kanserlerinde esas olarak 2 şekilde kullanılır.

  • Ana tedavinin parçası olarak radyoterapi; servikal kanserin bazı evrelerinde radyoterapi tek başına yada cerrahiyi takiben uygulanabilir. Bazı evrelerde ise radyoterapi kemoterapi ile beraber verilebilir ve konkurent kemoradyasyon olarak adlandırılır. Kemoterapi, radyoterapinin etkinliğini artırır.
  • Yayılmış yada tekrarlayan rahim ağzı kanserinde radyoterapi; radyoterapi diğer organ ve dokulara yayılmış rahim ağzı kanseri tedavisinde kullanılabilir.

Rahim ağzı kanserini tedavi etmek için kullanılan radyoterapi çeşitleri esas olarak 2 çeşittir.

  • Eksternal (dıştan) uygulanan,
  • Brakiterapi (vajinal yoldan) uygulanan.

Işın tedavisi sırasında sigara içilmesi radyasyon yan etkilerini artırır ve tedavinin etkinliğini azaltır. Bu nedenle sigara içilmemesi önerilir.

Eksternal uygulanan radyoterapi(EBRT): RT uygulayan cihaz vücudun dışındadır. Radyasyon dozu daha yüksektir. Radyoterapi uygulaması birkaç dakika sürer ve ağrısızdır. Işın öncesi masaya hastanın hazırlanması ise daha çok zaman alır.

Eğer eksternal radyoterapi kullanılacaksa sıklıkla kemoterapi ile beraber kullanılır ve konkurent kemoradyasyon adını alır. Sıklıkla düşük dozda kemoterapi ajanı Cisplatin kullanılır. Radyoterapi 5 hafta boyunca haftada 5 gün verilir. Kemoterapi planlanarak radyoterapiye ilave edilir.

Eksternal radyoterapi kemoradyasyonu tolere edemeyen , güvenli cerrahinin mümkün olmadığı veya cerrahiyi tercih etmeyen hastalarda ana tedavi seçeneği olarak kullanılabilir. Kanserin yayıldığı alanlara tek başına uygulanabilir.

Ekternal radyoterapi yan etki olarak yorgunluk, mide rahatsızlığı, ishal, bulantı, kusma ve cilt değişiklikleri yaratabilir.

Radyasyon sistiti radyoterapinin mesaneyi rahatsız etmesine bağlı oluşan sıkışma hissi ve idrarda kanla kendini gösterir.

Vajinal ağrı radyasyonun vajen ve vulvayı daha hassas ve ağrılı hale getirmesi sonucu gözlenir. Radyoterapi bazende vajinal akıntıya yol açabilir.

Menstrual (adet) bozuklukları yumurtalığı etkileyen radyoterpinin sonucudur. Erken menapoza yol açabilir.

Düşük kan sayımı, kansızlık, nötrofil düşüklüğü ve trombosit düşüklüğü ile kendini gösterir. Enfeksiyon ve kanama riskini artırır.

Kemoterapi radyasyonla beraber verilirse kan değerleri daha hızlı düşer, yorgunluk ve bulantı artar. Yan etkiler tedavi durdurulduktan haftalar sonra düzelir.

Brakiterapi

Brakiterapi, diğer bir tanımla internal radyasyon tedavisi kanserin yakınına radyasyon verilmesini amaçlar. Radyasyon daha kısa bir mesafede kanserli doku hedefine ulaşır. Rahim ağzı kanserini tedavi etmek için kullanılan brakiterapi tipi intrakaviter brakiterapi dir.

Radyasyon kaynağı vajen içinde bir alete yerleştirilir. Brakiterapi sıklıkla servikal kanser tedavisinde eksternal radyoterapiye ek olarak kullanılır. Nadir olarak erken evre kaqnserlerde tek başına kullanılır.

Temelde 2 tip brakiterapi mevcuttur.

  • Düşük dozlu brakiterapi: hastanede birkaç gün içinde tamamlanır. Hastanede yatan hastada radyoaktif materyal yerinde bırakılır.
  • Yüksek doz brakiterapi: poliklinik şartlarında çoklu tedavi şeklinde uygulanır. Her yüksek doz tedavide radyoaktif materyal vajene yerleştirilip birkaç dakika sonra çıkarılır. Yüksek doz brakiterapinin avantajı hastanede yatış gerektirmemesidir.

Rahim ağzı kanseri nedeniyle rahim ameliyatı geçiren hastalarda radyoaktif materyal vajendeki bir tüp içine yerleştirilir.

Rahmi olan kadınlarda radyoaktif materyal tandem adı verilen vajen içinde metal bir tüp içine yerleştirilir. Tandeme ilave olarak serviks yanlarına yerleştirilen ovoid adı verilen metal toplar ışının servikste yoğunlaşmasını sağlar.

Brakiterapide ışın kısa bir mesafe yol kateder. En sık yan etkiyi serviks ve vajen duvarlarında gösterir. Vajen hassasiyeti, yanma, kaşınma ve vajinal akıntı görülebilir.

Brakiterapi, eksternal olarak dıştan uygulanan ışın tedavisinin yan etkilerine benzer olarak yorgunluk, bulantı, mesane rahatsızlığı ve düşük kan hücre seviyelerine de yol açabilir. Brakiterapi sıklıkla dıştan uygulanan radyoterapiye ek olarak uygulandığı için yan etkiler birbirinden ayırt edilemez.

Rahim ağzı kanserinde radyoterapinin uzun dönem yan etkileri tedaviden aylar yada yıllar sonra görülebilir.

Vajinal stenoz adı verilen vajenin sert yara dokusu ile yapışıp kapanması hem dıştan uygulanan ışında hemde brakiterapide meydana gelebilir. Vajina kısalır ve daralır. Bu olay cinsel ilişkide yoğun ağrıya yol açar.

Vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki radyasyonun uzun dönem yan etkileri olarak karşımıza çıkar. Östrojenler vajene bölgesel olarak uygulanıp şikayetleri azaltabilir.

Rektal kanama ve rektal stenoz radyasyonun rektal duvarda yarattığı kronik enfeksiyon sonucu olarak gözlenebilir. Rektum ve vajen arasında fistül adı verilen bir kanal açılabilir. Bunun sonucu dışkı vajenden gelebilir. Bu tip problemler tipik olarak ışın tedavisinden sonra ilk 3 yıl içinde gözlenir. Gelişen problemler ek cerrahiler ile düzeltilebilir.

İdrar yolu problemleri ışının mesaneye verdiği zarar sonucu gözlenebilir. Radyasyon sistiti, idrarda kan veya mesane ile vajen arasında fistül gözlenebilir.

Kemik erimesi ışının pelvise uygulanması sonucu ortaya çıkar. Kemik kırıklarına yol açabilir. Kalça kırığı en sık gözlenen kırık çeşididir. Kırık riskini belirlemek için kemik yoğunluğu testleri ile ölçüm ve takip gereklidir. Kırıklar tedaviden 2-4 yıl sonra meydana gelebilir.

Ayaklarda şişme radyasyonun pelvik lenf nodlarına olan etkisi sonucu olur. Bacakta sıvı drenaj problemlerine yol açar. Lenfödem adı verilen bacak şişmelerine yol açar.

Rahim Ağzı Kanserinde Kemoterapi

Rahim ağzı kanserinde kemoterapi damar yoluyla yada ağızdan kanser hücrelerini öldürmek için yapılan ilaç uygulamalarıdır. Serviks kanserinin bazı evrelerinde tek başına yada radyoterapi ile beraber konkurent kemoradyasyon olarak uygulanır. Kemoterapi ışın tedavisinin etkinliğini artırır. Kemoterapi ve radyasyonun birlikte planladığı uygulamalar için;

  • Radyasyon tedavisi sırasında sisplatin haftalık olarak uygulanabilir. Işın tedavisinden hemen önce kemoterapi sisplatin veya karboplatin olarak uygulanabilir.
  • Radyasyon sırasında Sisplatin beraberinde 5- Florourasil (5 -FU) ile 3 haftada bir uygulanır.

Kemoterapi ilerlemiş rahim ağzı kanseri dediğimiz serviks dışına yayılmış rahim ağzı kanserlerinde yada tekrarlayan rahim ağzı kanseri vakalarında tercih edilir.

Rahim ağzı kanserinde kemoterapi ilacı olarak en sık tercihler;

  • Sisplatin,
  • Karboplatin,
  • Paklitaksel (taksol),
  • Topotekan.

Sıklıkla bu ilaçların kombinasyonu kullanılır. Bu ilaçların dışında docetaksel, ifosfamid, 5-FU, gemsitabin yada mitomisin kullanılabilir.

Bevacuzimap hedeflenmiş tedavi yada akıllı tedavi adı verilen kanser hücresini bularak etki eden ajandır ve standard rejimlere eklenebilir.

Kemoterapi ilacı hastaya sıklıkla damar yolundan birkaç dakikalık bir enjeksiyonla yada daha uzun süren bir infüzyonla verilir. Genelde 3 haftada bir verilir ama uygulama şekli ilaca göre değişir.

Kemoterapi yan etkisi ilaç tipne ve dozuna göre değişir. Çoğu yan etki kısa dönemlidir ve ilaç tedavi sonrası kaybolur. Bazı yan etkiler ise uzun dönem kalıp kalıcı olabilir. En önemli kemoterapi yan etkilerir bulantı, kusma, iştah kaybı, saç kaybı, ağız yaraları ve yorgunluktur.

Kemoterapinin önemli bir yan etkisi de kemik iliğini olumsuz etkileyerek kan hücre değerlerini düşürmesidir. Kan lökosit hücrelerindeki düşme nötropeni yaparak enfeksiyona yol açarken, trombositlerdeki düşme kanama yaratır. Kırmızı kan hücrelerindeki düşme ise yorgunluk ve nefes darlığına yol açar.

Kemoterapi eğer ışın ile beraber verilirse yan etkiler artar. Bulantı, yorgunluk, ishal, ve düşük kan değerleri ile ilgili problemler artar.

Kemoterapinin uzun dönem yan etkilerinde adet düzensizlikleri, prematür menapoz, kısırlık, kemik erimesi ve osteoporoz riski taşır. El ve ayaklarda meydana hissizlik, sıcak ve soğuk hassasiyeti periferal nöropati sonucudur. Nefrotoksisite ise özellikle sisplatin kaynaklı meydana gelen böbrek hasarıdır.

Hedeflenmiş Tedavi Yada Akıllı İlaç Tedavisi

Akıllı ilaç olarak sıkça kullanılan ajan Bevacuzimap tır. Bu ilaç tümörde yeni damar oluşumunu önleyen bir ajandır. Monoklonal antikor yapısı ile özellikli bir immün sistem proteinidir.

Bevzcuzimap yan etki olarak yüksek tansiyon, yorgunluk, bulantı, ve daha az olarak kanama problemleri, kan pıhtısı artışı, yara itileşmesinde gecikme ve kalp krizi yaratabilir.

Rahim Ağzı Kanserinde İmmünoterapi

Rahim ağzı kanserinde T hücreleri aracılığı ile tümör hücrelerinin yayıulımını önlemeye çalışan ajanlardır. Tekrarlayan kemoterapi rejimlerine rağmen büyüyen tümör hücrelerinde kullanılır.

Rahim ağzı kanseri bulaşıcı mı? Cinsel ilişki ile bulaşır mı?

Rahim ağzı kanseri bulaşıcı değildir. Buna karşın rahim ağzı kanseri yaratan en önemli neden olan HPV ise bulaşıcıdır. HPV cinsel ilişkide ciltten cilde yada mukozadan cilde temas ile bulaşır. HPV erkekte penis başı kanseri ve anal kanserlere yol açabilir.

HPV Aşısı veya Rahim Ağzı Kanseri Aşısı

Kanserler arasında önlenebilir nadir kanserlerden biride rahim ağzı kanseridir. Çünkü rahim ağzı kanseri %90 HPV enfeksiyonu zemininde gelişir. HPV enfeksiyonuda Human papilloma virüs aşısı ile engellenebilir.

HPV aşısı rahim ağzı kanserine karşı koruyucu amaçlı yapılan ve servikal kanser başlamadan önleme amacı taşıyan bir aşıdır. HPV aşısı klasik olarak 3 doz yapılmakla beraber 9-14 yaşta kız ve erkek çocuklarda 2 doz olarak önerilmektedir. HPV aşıları etki ettikleri HPV tiplerine göre farklılık göstermektedir. Bu aşıları sıralayacak olursak;

  • CERVARİX, HPV nin 16 ve 18 tiplerine karşı etkilidir. 0,1 ve 6. Aylarda aşı yapılır.
  • GARDASİL, HPV nin 6,11, 16 ve 18 tiplerine etkilidir. 0,2 ve 6. Aylarda aşı yapılır.
  • GARDASİL 9, HPV nin 6,11,16,18,31,33,45,52 ve 58 tiplerine etkilidir. 0,2 ve 6. Aylarda aşı yapılır.

HPV Aşıları, aktif HPV enfeksiyonu taşıyan kişiler için koruma sağlamaz ve tüm HPV tiplerine karşı koruma sağlamaz.

Rahim Ağzı Kanseri Aşısı Fiyatı

Rahim ağzı kanseri aşısı yurtdışından ithal edilmektedir ve sosyal güvenlik kurumu ödeme kapsamında değildir. İlaç fiyatı döviz kuruna göre değişiklik göstermektedir. Rahim ağzı kanseri aşısı da özel hastane ve muayenehanelerde yapılmaktadır.

Rahim Ağzı Kanseri Aşısı Yan Etkileri

Rahim ağzı kanseri aşısının bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur. Diğer aşılarda görülebilen enjeksiyon yerinde kızarıklık, hassasiyet gibi yan etkiler görülebilir.

Rahim ağzı kanseri ölüm riski nedir?

Rahim ağzı kanseri ölüm riski hastalığın evresine göre değişir. Erken evrede ölüm riski çok düşükken ileri evrede ölüm riski artar. Rahim ağzı kanseri ölüm riskini etkileyen diğer bir faktörde hastanın genel durumu ve kanserin tedaviye verdiği yanıttır.

Rahim ağzı kanserinden korunmak mümkün mü?

Rahim ağzı kanserinden korunmanın en önemli yolu rahim ağzı kanser aşısı yada HPV aşısı yaptırmaktır. Diğer korunma yöntemi ise rahim ağzı smear ve HPV testlerini düzenli olarak yaptırmaktır.

Serviks kanserinden korunmada öncelikli amaç kanser öncülü lezyon taşıyanların tespit edilmesi ve rahim ağzı kanserine dönüşüm olmadan bu lezyonların tedavi edilmesidir.

Serviks kanserinden korunmada diğer önemli amaç ise kanser öncülü lezyonların (CIN, LSIL,HSIL) oluşumunun önlenmesidir.

Rahim Ağzı Kanseri Ameliyat Fiyatları

Rahim ağzı kanseri fiyatları hastalığın yaygınlığına, ameliyatta komşu organ tutulumu ve komplikayon gelişimine göre değişir. İleri evrede daha çok Radyoterapi seçeneği kullanılmakla birlikte hayati tehlike yaratan komşu organ tutulumlarında ameliyat tercih edilebilir.

Sık Sorulan Sorular

Rahim ağzı kanseri aşısı devlet karşılıyormu?

Rahim ağzı kanseri aşısı devlet tarafından karşılanmamakatadır. Sosyal güvenlik kurumu ödeme kapsamında değildir.

Rahim ağzı kanseri belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı belirtileri yazımızın başında belirttiğimiz gibi kasıkta ve belin alt bölgesinde ağrı, böğür denen bölgede tek yada iki taraflı olarak böbrek kaynaklı ağrılar, kabızlık, işemede kan görülmesi, idrar ve dışkı kaçırma, tek yada iki taraflı bacak şişliği ve şiddetli vajinal kanama dır.

Rahim ağzı kanseri tedavisi olan kadınlar bebek sahibi olabilirmi?

Erken evre rahim ağzı kanserinde üremeyi koruyucu cerrahi geçiren kadınlar gebe kalabilir. Bu hastalarda gebeliğin 12-13. Haftalarında rahim ağzına serklaj adı verilen dikiş konulmalıdır.

Rahim ağzı kanseri aşısı için özel bir zaman varmıdır?

Aşıda ideal olarak önerilen hPV virüsü ile karşılaşmadan 9-26 yaşlar arasında yaptırılmasıdır.

Rahim ağzı kanseri aşısı olan kişi rahim ağzı kanserinden ölümden kurtulur mu?

Aşı tedavi edici değil, önleyici etki yapar. Bu nedenle kanserle karşılaşmadan HPV aşısının yapılması önerilir.

Referanslar (Resources)

  1. Schiffman M., Solomon D. Clinical practice. Cervical-cancer screening with human papillomavirus and cytologic cotesting. N. Engl. J. Med. 2013;369:2324–2331. doi: 10.1056/NEJMcp1210379.
  2. Gaffney D.K., Hashibe M., Kepka D., Maurer K.A., Werner T.L. Too many women are dying from cervix cancer: Problems and solutions. Gynecol. Oncol. 2018;151:547–554. doi: 10.1016/j.ygyno.2018.10.004.
  3. Crosbie E.J., Einstein M.H., Franceschi S., Kitchener H.C. Human papillomavirus and cervical cancer. Lancet. 2013;382:889–899. doi: 10.1016/S0140-6736(13)60022-7. 
  4. Tsu V., Jeronimo J. Saving the World’s Women from Cervical Cancer. N. Engl. J. Med. 2016;374:2509–2511. doi: 10.1056/NEJMp1604113. 
  5. Akinlotan M., Bolin J.N., Helduser J., Ojinnaka C., Lichorad A., McClellan D. Cervical Cancer Screening Barriers and Risk Factor Knowledge Among Uninsured Women. J. Community Health. 2017;42:770–778. doi: 10.1007/s10900-017-0316-9.
  6. Pierce Campbell C.M., Menezes L.J., Paskett E.D., Giuliano A.R. Prevention of invasive cervical cancer in the United States: Past, present, and future. Cancer Epidemiol. Biomark. Prev. 2012;21:1402–1408. doi: 10.1158/1055-9965.EPI-11-1158. 
  7. Chatterjee S., Gupta D., Caputo T.A., Holcomb K. Disparities in Gynecological Malignancies. Front. Oncol. 2016;6:36. doi: 10.3389/fonc.2016.00036. 
  8. Rodriguez S.D., Vanderford N.L., Huang B., Vanderpool R.C. A Social-Ecological Review of Cancer Disparities in Kentucky. South. Med. J. 2018;111:213–219. doi: 10.14423/SMJ.0000000000000794.
  9. de Peralta M.A., Holaday B., Hadoto I.M. Cues to Cervical Cancer Screening Among U.S. Hispanic Women. Hisp. Health Care Int. 2017;15:5–12. doi: 10.1177/1540415316682494. 
  10. National Institutes of Health . Human papilloma Virus Database. NIH; Bethesda, MA, USA: 2019. Human papilloma virus subtypes. [Google Scholar].
  • G
    Goncagül

    Merhaba 3 ay önce sağ kasığımda çok şiddetli ağrı başladı.Kadın doğum polikinliğinde 4 cm kist çıktı ve enfeksiyon.Ca125 95 sedimantasyon24 Ankara şehir hastanesine gönderildim.Orada enveksiyon için antibiyotikli damardan ilaç aldım 1 hafta pelvik enflamatuvar olarak jinokoloji onkolojide 2 ay takip denildi oiilaç tedavisinden sonra C125 45 çıktı. Smear testinde servikal sitoloji normmal hpv tip 16 hpv tip 52 çıktı. Şuan Ülkemizde yaşanan durumdan dolayı kontrole gidemedim. Smear test sonuçlarımı gösteremediim. Sizden hocam bu durumumdan verdiğim bilgilerden düşûncenizi öğrenmek istiyotum.(Rica ediyorum.)Aynı zamanda 6 yıl beynimde sol frontal kitle çıktı. Malesef ameliyat olamıyorum. Riskli bölgede olduğu için durumu sabit emar çekimlerimde. Kendimden endişeleniyorum. Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.Saygılar ve sevgiler. İyi çalışmalar.

    Prof. Dr. Önder Koç

    Size pelvik apse tedavisi verilmiş. Antibiyotik ile bastırılmış. Bunu yaratan neden apsenin tekrarlamasına neden olabilir.

SORU SOR
Güncelleme Tarihi: 22.06.2024
Prof. Dr. Önder Koç
Editör
Prof. Dr. Önder Koç
Kadın Hastalıkları, Doğum, Jinekolojik Laparoskopi, Tüp Bebek Uzmanı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Prof. Dr. Önder KoçProf. Dr. Önder KoçKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Prof. Dr. Önder Koç
Whatsapp: 0505 287 4333
Size daha iyi hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. İnternet sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında daha ayrıntılı bilgiye Çerez Politikası’ndan ulaşabilirsiniz.
Kapat